3 Aralık 2014 Çarşamba

7-1’in Bilinmeyen Yüzü ve bu maçtan alınması gereken ders‏

Üzerinden 50 yıl geçse bile unutulmayacak bir Dünya Kupası yaşadık bu yaz. Dünya futbolunu son yıllarda açık bir şekilde domine eden İspanya’nın çöküşüyle başlayan kupa Brezilya’nın Maracana’da tarihinin en büyük skandallarından birini yaşadığı 7-1’lik Almanya maçı ile tarih sayfalarına kazındı.
7-1’lik skoru anlamak güç oldu ama olayın perde arkasını öğrenince 7-1’e çok daha farklı bir açıdan bakma şansına sahip olabileceğimizi düşünüyorum.
Brezilya’nın Televizyon Devi Rede Globo ülke futbolunda fazlasıyla söz sahibi.
Brezilya liginin yayıncı Rede Globo popüler dizilerinin saatleriyle çakışmaması için maç saatlerini istediği gibi düzenleyebilen, Milli takımın tek yayıncısı olan ve oyuncularla, teknik direktörle özel röportaj hakkına sahip olan tek yayın kuruluşu.
Futbolu çok seven Brezilya halkına kendi topraklarında kupaya uzanma hayali sunan Brezilya Milli takımını sürekli pohpohlayan,  kendi kanallarında yorumcularına Brezilya Milli takımını eleştirmeyi yasaklayan bir yayıncı Rede Globo.
Dünya kupası boyunca da yaptığı yayınlarla Brezilya halkına sürekli umut tacir etti Rede Globo. Scolari’nin kadrodaki şüpheli tercihlerine – kulüp düzeyinde inanılmaz bir yıl geçirmiş olan Filipe Luis, Miranda, Lucas Moura gibi isimlerin yerine Shakthar’da vasat bir yıl geçiren Bernard gibi oyuncuları kadroya dahil etme, yine iyi bir yıl geçiren Willian’a çok az şans verme, Fred’e tanınan sonsuz kredi, Neymar’ın üstüne kurulmuş bir takım  ve daha birçok soru işareti uyandıran tercih… - ve sonuçlara takım halk düzeyinde tepki görmüyorsa yorumcularının negatif bir yorum yapmasına izin verdirtmedi Rede Globo.
Çeyrek final maçında Neymar’ın sakatlığı sonrası ülke tam anlamıyla yasa büründü. Yaratılan süper kahraman imajıyla Neymar’ın tek başına kupayı Brezilya’ya getireceği inancı vardı tüm Brezilya’da. Savunmanın sigortası Thiago Silva’nın Almanya maçındaki cezası Neymar kadar önemliydi Brezilya için ama yeteri kadar dillendirilmedi, üstünde durulmadı. Ne olursa olsun Brezilya’nın kupayı kazanacağı inancı vardı tüm halk üzerinde.
12 yıl önce Dünya kupasına uzanırken oluşturduğu teknik ekibin aynısını 2014’te de görevlendiren Scolari’nin modern futbola uyum sağlayamaması kariyerindeki son işlerde hep başarısız olmasıyla doğru orantılı. Eleştiri kabul etmeyen ve güvendiği ( ! ) – formsuz olsalar da – oyuncularla yola çıkan Scolari kendi sonunu hazırladı bir anlamda.
Almanya maçında maç 2-0 olduktan sonra Brezilya maçı resmen bıraktı. Futbolcular saha içerisinde net olarak şok içerisindeydiler.
O gün savunmada çok kötü bir oyun sergileyen Dante “Kupayı kazanacağımıza o kadar inanmıştık ki, sanki hiçbir takım bizi yenemez gibi geliyordu. Olanlarla inanamıyorduk, geride olamazdık. Kabul edemedik durumu. Kendimizi kötü durumlara hazırlamadığımız için nasıl reaksiyon vermemiz gerektiğini bilmiyorduk” diyor FIFA.com’da geçtiğimiz günlerde yayımlanan röportajında.
Maç öncesi milli marşlar okunurken kaleci J.Cesar ve David Luiz’in göz yaşlarına hakim olamaması Brezilya’nın üzerinde nasıl bir baskı olduğunu net olarak gözler önüne seriyor.
Maracana’da Uruguay’yın 54 yıl önce verdiği azabı unutamayan Brezilya halkı daha büyük bir azap ile karşılaştı o gün. Psikolojik olarak maça hiç sağlıklı hazırlanamayan Brezilya sahada mağlup duruma düştüğünde dünya başına yıkılmış gibi davranarak maçı henüz 2-0 iken bıraktı.
Scolari’nin Neymar yerine Ramires ve Willian gibi veya Hernanes gibi bir orta saha dinamosu varken Bernard’ı tercih etmesi de maçtan sonra günlerce tartışıldı. Ama iş işten geçmişti.
Ne Scolari ne de Brezilyalı futbolcular, ne taraftarlar ne de medya iyi hazırlanabilmişti o maça.
Başarısızlığa tahammülü olmayan, pembe bir tablo çizerek, hataları örterek başarıya ulaşacağını sananların yüzüne gerçekler tokat gibi vurdu.
Sonuç olarak Brezilya hataları doğrularla kapatmak yerine örterek, sansürleyerek kapatmaya çalıştı. Sonuç 7-1’lik hezimet oldu. Savunmada Silva, ilerde Neymar olsaydı belki bu sonuç olmazdı ama Brezilya’nın zorluklar karşısında ne kadar çaresiz olduğunu gördükten sonra bu iki oyuncunun olmamasına bağlayamayız bu tarihi yenilgiyi.
Ünlü eski basketbolcu Jalen Rose’un da dediği gibi : “Güçlükler, zorluklar bizi olduğumuz kişi yapar. O güçlüğü nasıl aştığın, nası ele alabildiğin seni tanımlayan şeydir.”
Bu yazı 04.12.2014 tarihinde yazılmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder