6 Aralık 2014 Cumartesi

Dortmund’un Kabusu Sona Eriyor mu ?

Bundesliga’da Bayern Münih’in 13 hafta sonunda namağlup bir şekilde 7 puan farkla birinci olması kimseyi şaşırtmıyor olmalı. Hatta Bayern Münih’in sezonun bitimine 1 veya 1.5 ay kala şampiyon olması da kimseyi şaşırtmaz. Ama dünkü maçtan önce 13 hafta sonunda Borussia Dortmund’u ligin son sırasında görmek gerçekten şok edici.

Bu sözü sadece ben söylemiyorum, Bayern Münih’in yıldız oyuncusu Thomas Müller de Dortmund’un bulunduğu durum için hafta içi yaptığı açıklamada aynı şeyi söyledi. Alman futbolunun iyiliği için Dortmund’un puanlar toplayıp üst sıralara çıkmasını istediğini belirtmişti Müller.

Dün akşam Hoffenheim maçı için Dortmund taraftarları tüm stadyumu yine sarı siyaha boyamıştı. “İğne atsan yere düşmez” deyimi Dortmund tribünleri için kullanabileceğimiz bir deyim.
Hayal ediyorum, Fenerbahçe, Galatasaray veya Beşiktaş’tan biri 18. olsa 13 hafta sonunda Türkiye’de neler olurdu acaba… Tribünlerin full dolmayacağı gibi yaşanacakları az çok tahmin edebiliyoruz herhalde… Türkiye değil İngiltere’de bile belki zor tahammül edilirdi bazı teknik direktörler haricinde bu tabloya.

Ama Jürgen Klopp ve öğrencileri Dortmund’u nerelerden nereye taşıdı. Finansal krizin etkisi ile küme düşmemeye oynayan bir Dortmund’u – gerçek anlamda küme düşmemeye oynayan – 2 kez Almanya’nın zirvesine taşıdılar. Kısıtlı bütçelerle mucizelere imza attılar.

Bunun bilincinde her zaman Dortmund taraftarları, dün de stadın full dolu olması ve oyunculara, takıma, hocaya tam destek verilmesi bizi hiç şaşırtmıyor.

Sene başından beri Dortmund’u birçok kez izledim. Sezona içerde Leverkusen mağlubiyeti ile başladılar ki o maç 1-0 geriye düştükten sonra (1. Dakikada) Dortmund’un tek kale oynadığı bir maçtı. Sakatlara ve eksiklere rağmen Dortmund ilk haftalarda pozitif futbol oynamaya çalışıyordu ama maçlarda öldürücü darbeyi bir türlü vuramıyorlardı ve savunmadaki eksiklikler kolay gollere mal oluyordu.

Kaleci Weidenfeller’in uzun zaman sonra ilk kez bu kadar kötü olması da Dortmund’un problemlerine tuz biber ekti. Düzeldi diye sevinirken tekrar kaybettiler Reus’u. İlkay daha yeni forma girmeye başlıyor. Immobile ve Ramos iyi başladıkları sezonda kayboldular. Mkhitaryan formunun zirvesinde değil, Reus yokken en çok aranan onun katkısı ama o da istikrarsız ve etkisiz genel olarak. Kagawa bir var bir yok… Derken Dortmund 18. sıraya geldi. Bunun daha birçok nedeni daha var ama genel olarak eksikler, formsuzluk, hatalar, kadrodaki güç kayıpları ve puan kayıplarının getirdiği psikolojik faktörler bu başarısızlıkta önemli rol oynadı.

Klopp’a Hoffenheim maçını oynamadan sana 3 puan verelim deseler her şartta kabul eder. Normalde kendi oyununu her zaman oynamaya çalışan, futbolu güzelleştiren bir takım Dortmund. Ama şartlar ne olursa olsun 3 puan alması gerekiyordu dünkü maçtan. O yüzden güzel futbol beklentisi yoktu bende.

Hoffenheim’da Alman milli takımına kadar yükselmiş genç Rudy ve Volland, Brezilya milli takımına seçilen Firmino çok etkili oyuncular. Kaptan Beck ve diğer oyuncularıyla Almanya’da tehlikeli bir takım Hoffenheim.

Klopp maça Bender-Kehl sigortası ile başladı. İlkay’ı onların önünde kullandı, forvetin hemen arkasında. Mkhitaryan sol tarafa, Aubameyang sağ tarafa geçmişti. İlerde pivot santrafor özellikleri olan Ramos oynadı Immobile yerine.

Maça Dortmund hızlı başladı ve taraftarın da itmesiyle İlkay’la golü buldu. Golden sonra oyun rölantiye döndü, Hoffenheim da Dortmund’a pek alan bırakmadı hücum. Hoffenheim’ın tehlikeli çıkışlarını Hummels ve Subotic yerinde müdahaleler ile önledir. Sene başından beri ilk kez bu kadar iyi bir Hummels & Subotic ikilisi vardı sahada. Sakatlıkları dolayısıyla sene başında birlikte oynayamadılar, yavaş yavaş formlarını buluyorlar, özellikle Hummels.

İkinci yarının başındaki frikik pozisyonunda ise uzun yıllardır unutamayacağım bir müdahale yaptı Hummels. Topun başına Rudy geçti, ceza sahasının hemen önüydü. Rudy topa vurmaya gelirken Hummels kaleye doğru geri geri koşmaya başladı ve top kaleye girmeden, doksandan kafayla topu çıkardı Hummels. Kaleci Langerak – Weidenfeller son Frankfurt maçında da hatalı gol yiyice kulübeye çekildi- donup kalmıştı, Rudy muhteşem bir vuruş yapmıştı. Ama Hummels vardı orada !

İyi savunmacı olmak böyle bir şey işte. Paolo Maldini dünyanın en iyi savunma oyuncularından biriydi ama neredeyse hiçbir zaman yerde kayarak müdahale yaparken veya savaşa gider gibi rakibin üstüne giderken görürdünüz onu. Zamanlama, kademe ve savunma için en önemli şey sezgi ve akıl.

Hummels sezgileri ve aklıyla o topu girmeden çıkardı. Uzun yıllar unutılmayacak bir müdaheleydi bu, ne kadar kritik olduğunu anlatmaya gerek bile yok. Maç 1-1 olsaydı orada neler olundu bilinmez.

Dortmund’un sorunu son haftalarda daha ziyade psikolojik. İstikrarı bulamamanın etkisiyle sahada istediklerini yapamıyor oyuncular, üzerleride baskı var. Buna rağmen 51’de Aubameyang’ın buz gibi golünü ofsayt diye iptal etti hakem. Orada maç 2-0 olabilirdi. Dortmund rahatlayıp farka koşabilirdi.

Buna rağmen yine de Dortmund hücumda etkili oldu 80. dakikaya kadar. Orta sahada baskı ile kazanarak yaptığı ani çıkışlarla, 4-5 oyuncuyla bir anda ceza sahası çevresinde biten klasik Dortmund hücumlarını izledik. Orkestra şefi ise İlkay’dı. Önce Aubameyang’ı karşı karşıya bıraktı sonra Mkhitaryan’a çok net bir pozisyon hazırladı. 3.bölgede verdiği kararlar ve attığı etkili paslarla Dortmund hücumunu çok iyi yönetti İlkay.

Mkhitaryan biraz daha düzgün kararlar verebilse, gol vuruşlarını biraz daha iyi yapsa ve kaleye yönelmek yerine bazı pozisyonlarda müsait arkadaşlarını görebilse maç 2’lik 3’lük olurdu.
Dortmund kaçırdıkça ah dedim içimden. Şimdi pisi pisine bir gol yiyip, berabere kalmasalar bari diye.

80’de hakem Subotic’in kontrolsüz hareketine penaltı vermedğine dua etsin Dortmund’lular. Net bir penaltıydı pozisyon ve dakikası çok kritikti. Her ne kadar iyi bir savunma oyuncusu olsa da Subotic’in bu tarz kontrolsüz girişleri var. En son Bayern Münih maçında Ribery’i kontrolsüz bir şekilde indirmesini hatırladım bu pozisyonu görünce.

Hoffenheim beklediğim gibi son 10 dk. Rakibin üstünde baskı kurup gol arayamadı. Dortmund  topu kalesinden uzakta tutmayı başardı ve Klopp’un  yumruğunu havaya kaldırması ile 3 puan geldi.


Bu 3 puan Dortmund’un yaralarına derman olacak. 18’den 14. Sıraya çıktılar maç fazlasıyla. Ama asıl test gelecek hafta oynanacak olan Hertha maçı. Oradan da 3 puan gelirse Dortmund işleri yoluna sokabilir. Üst üste 2,3 maç kazanması gerekiyor Dortmund’un. Sadece sıralamada yükselmek için değil, psikolojilerini düzeltmek ve istikrar sağlamak için. Bunu başaracak kapasiteye sahip bir takım Dortmund

Bu yazı 06.12.2014 tarihinde yazılmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder