16 Eylül 2014 Salı

Ersun Yanal Özelinde Fenerbahçe'nin Yeni Sezonu ve Geleceği

Fenerbahçe geçen yıl uzun yıllardır ( 30 yıldan fazla olmuş mudur bilmiyorum ) ilk defa açık ara zirvede yürüyüp ligi şampiyon bitirdi geçen yıl. Bir Fenerbahçe'li olarak Ersun Yanal'a zamanında hep şans verilmesi gerektiğini savunanlardandım. Özellikle Gençlerbirliği ile oynattığı futbol ve yaşadığı başarılar azımsanmayacak ölçüdeydi. Diğer teknik direktörlere göre Ersun Yanal daha analitik düşünebilen, teknolojiden yardım alarak kendini sürekli geliştiren , takımına son derece hakim, her oyuncusunu bir üst seviyeye performans olarak çıkartan, deyim yerindeyse 'taş' gibi takımlar oluşturan bir hoca. Ankaragücü, Gençlerbirliği ve Manisa'da bunun örneklerini gördük. Milli takım süreci çok iyi gitmedi, bunda kendi hatalarının yanında lobisinin eksik olması ve aldığı kararların gereğinden çok eleştirilip abartılması da etkiliydi. Fenerbahçe'ye geldiği zaman beklentim yine yüksek tempolu, oyuncuların fizik olarak birkaç gömlek üst seviyeye çıktığı, hücum ağırlıklı bir futboldu ve Ersun Yanal'ın Fenerbahçe'si ilk haftalardaki kötü gidişi saymazsak, sonrasında makine gibi işleyen, sürekli gol isteyen, hem skor alan hem de en önemlisi keyif veren bir takım olarak gözümüze çarptı geçen yıl.

Çoğu Fenerbahçe'li bu yıla girerken içi rahat girdi bu yıla uzun yıllar sonra belki de ilk kez. Hoca aynı, sistem aynı, kadro yerli yerinde ve yapılmış olan iyi bir transfer.

Ama bu bizim gördüğümüz kısımdı. Perde arkasında yaşananlar çok farklıydı... Gazetelere gün be gün yansıyordu ama inanmak istemiyorduk. Tahmin etmiyorduk böyle bir krizin olacağına dair, olsa bile halledilir diye düşünüyorduk.

Bir anda oluşan kriz ortamı ve Fenerbahçe'yi uzun yıllar sonra ilk kez muhteşem bir futbol oynatıp, açık ara şampiyon yapan hoca Ersun Yanal görevinden istifa etmek zorunda kalıyor tek bir resmi maça çıkmadan.

Yazının buraya kadar olan kısmını okuyan, olaylara yabancı herhangi bir kişi bunun sebeplerini öğrenmek ister çünkü pek akla yatmayan bir durum bu.

Ersun Yanal neden istifa etti ?

1- Takım sezon öncesi hazırlık maçlarında kötü gözüktü ve yeni sezon için umut vermedi diye ?
2- Özel işlerine çok vakit ayırıp, işine sahip çıkmadığı için mi ?
3- Oyuncular Ersun Yanal'ı sevmiyordu, gitmesi herkes için iyi olacaktı, o yüzden bu istifaya zorlanacak sebepler yaratıldı ?

Net olarak bilmiyoruz ama hepsinden bir parça var sanırım. 

Benim kızdığım nokta bu kadar başarılı bir hocanın bir sonraki sezon tek resmi maç yapmadan gözden çıkarılması yönetim tarafından.

Her futbolcu - antrenör, antrenör - başkan ilişkisinde irili ufaklı bir çok problem oldu ve bundan sonra da olacak. Hiçbir ilişki düz gitmez. Yöneticilerin, Başkanın görevi kulübün menfaatleri doğrultusunda hareket edip bu problemleri çözmektir. Ersun Yanal takımı kötü mü hazırladı , oturup konuşursun, toplantı yaparsın, gerekirse uyarı yaparsın. Bu işler iletişimle çözülür, hocayı yok sayacak şekilde hareket edip, verdiği izini yok sayıp, oyuncuların gözündeki otoritesini sıfırlayıp takımı bir anda apar topar çağırmazsın tesislere ! Hem de sezon başında , daha tek resmi maç oynanmadan.

Teknik direktörün verdiği izini iptal edip, maç görüntüleri üzerinden takımın hazırlık dönemindeki eksiklerini futbolculara anlatmak, antreman programına karışmak bir başkanın işi değil. Bu bir okulda öğretmen ders anlatırken müdürün sürekli derse girip öğretmenin anlattıklarına müdahale edip kendisinin dersi anlatması, kafasına göre öğrencilere izin vermesi, öğretmeni yok saymasıdır. Profesyonel dünyada kabul edilemez bir davranıştır. Gururu olan her insan için geçerlidir bu.

Ersun Yanal da çekti gitti olanlardan sonra. Yaklaşık bir ay kala takım yeni bir hocaya emanet edildi her ne kadar İsmail Kartal kulübü ve takımı çok yakından tanısa da CV'si Ersun Yanal kadar tatmin edici değil. 

Ersun Yanal'ı gönderirsin veya istifa etmeye zorlarsın geçerli sebeplerle, istediğin hocayı da getirirsin burada yanlış yok. Ama Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ın kendisi haricinde Fenerbahçe'de önplana çıkan oyuncu & yönetici & teknik direktör , menajer kim varsa bir anda silip kulüpten uzaklaştırması kabul edilemez.

Emeğe, başarıya saygı ülkemizde noksan. Saygı genel olarak eksik toplumumuzda, futbol dünyasına da yansımış olması çok şaşırtıcı değil. Aziz Yıldırım da emeğe saygısızlık edercesine açıklamalar yaptı Ersun Yanal ayrıldığı zaman. Kamu önünde yaptığını haklı çıkarmak için uğraştı. Soyunma odasındaki ses kaydı da büyük ihtimalle kulübün haberi olarak sızdırıldı ki hala onun hakkında açıklama veya verilmiş bir ceza yok. 

Emeğe saygısı olmayan insanla işim olmaz bu dünyada.  Hiçbir zaman yaranamazsın bu tip insanlara... Ağzınla kuş tutsan bile. 

Göreve geldikten sonra Fenerbahçe'yi hem saha içi hem de saha dışında üst seviyeye ulaştıran Aziz Yıldırım'ın 2008 sonrası aldığı kararlar ve yaptıkları kulübü nereye getirdiğine ( ya da getiremediğine ) bakmak lazım. Rakiplerinden maddi olarak üstün olan Fenerbahçe bu avantajını kullanamadı. Daum ile 2 şampiyonluk sonrası, son hafta dramı ile yollar ayrıldı. İstikrar orada bozuldu. Zico, Aragones, Daum, Aykut Kocaman, Ersun Yanal derken bugüne geldik. Yerel başarılar peşinde koşan bir Fenerbahçe, taraftarın verdiği gücü , potansiyeli sonuca dönüştüremeyen, plansız , programsız bir şekilde ilerleyen Fenerbahçe var. Sadece Fenerbahçe değil, Galatasaray ve Beşiktaş için de geçerli bu durum. Anı yaşamaya devam ediyoruz..

Hedef bu yıl şampiyonluk. Geçmişte de öyleydi, gelecekte de öyle olacak. Vizyonlar küçük, futbol ekonomimiz ne kadar büyüse de bu potansiyeli değerlendirecek vizyon ve kabiliyet yok yöneticilerimizde. 

Yazacak daha çok şey var ama belli bir yerden sonra insanın yazası, konuşası gelmiyor. Benim gibi düşünen insanlar ne anlatırsa anlatsın bu düzen aynen korunmakta. 

Türk futbolunun baştan aşağı bir revizyona ihtiyacı var, bir gün inşallah bunun farkına varıp değişim yönünde Türk futbolundaki her öğe bu konuda adım atar ve gelecek bizim için daha parlak olur.

Bu yazı 09.09.2014 tarihinde yazılmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder