18 Şubat 2015 Çarşamba

Chelsea Paris'ten İstediğini aldı : 1-1

2 Nisan 2014’te PSG’deki kariyeri istediği gibi gitmeyen Javier Pastore çizgiden sihir yaratarak 2-1 bitmesi beklenen maçta skoru 3-1’e getirdiğinde Jose Mourinho’nun Chelsea’si için sirenler çalmaya başlamıştı.  Stamford Bridge’de 2 farklı galibiyet alması gereken ekibi elenmenin eşiğindeydi bir nevi.  Ama 6 gün sonra Stamford Bridge’de benzer bir sihri duran topta yarattı Chelsea, bitime 3 dakika kala Demba Ba ile 1 hafta önce kaybetmenin eşğine geldikleri turu geri kazandılar. Bu iki ekip dün Şampiyonlar liginin 2.turunun ilk maçına çıktılar.

Yaptığı sansasyonel transferlerle Fransa Ligi’ni domine edip Şampiyonlar Liginde de en az yarı final hedefleyen PSG bu yıla kadar bu hedefine henüz ulaşamadı. Fransa Liginde dominasyon beklendiği ölçüde gelmedi, PSG zirveye yakın ama beklenen 10+ puan’lık farklarla zirvede tek kalmasıydı PSG’nin. Şampiyonlar liginde ise çeyrek finalin ötesini göremediler, bu yıl da Chelsea’ye denk geldiler.

Geçen yılın rövanşını alarak ilk 4’e kalmayı hedefleyen PSG’nin karşısında geçen yıla göre çok daha kuvvetli, Courtois, Fabregas ve Diego Costa’lı Chelsea Premier Lig ve Şampiyonlar ligindeki formuyla kantarda ağır basıyordu.

Maç öncesi beklentiler, izlenimler bir yere kadar, maç başladığı zaman herşey unutulur.
PSG’de Motta, Aurier, Cabaye, Lucas gibi önemli isimler sakatlıktan yoksundu, bu eksikler takımı ne kadar etkiler merak ediliyordu. David Luiz eski takımına karşı ilk kez forma giyecekti  - Blanc onu orta sahaya kaydıracaktı - onun performansı nasıl olacak merak ediliyordu.

Chelsea sürpriz bir kararla Schürrle’yi satarak Cuadrado’yu satın aldı ara transfer döneminde. Schürrle’nin yeteri kadar süre alamadığı için gitmek istediğini düşünüyorum zira Schürrle oynadığı zaman hep verim veren, çok yönlü, iki kanatta, en uçta ve forvet arkası oynayabilen yetenekli bir hücum oyuncusu. Cuadrado ise klasik bir kanat oyuncusu. Kanattan sıfıra inip orta yapan, Jesus Navas tarzı bir oyuncu.  İngiltere’ye adaptasyonu düşünüldüğünde Cuadrado’dan verim almak için Chelsea’nin bir süre beklemesi gerekecek.

Maça beklendiği gibi Luiz’i orta sahada oynatarak başladı Blanc, Chelsea ise Costa’nın yanına Willian ve Hazard’ı monte ederek başladı. Şampiyonlar ligi temposunun altında, yavaş, durağan bir oyun oldu ilk yarı. Jose Mourinho beraberliğe razı bir şekilde arkada kalabalık durup ani kontra ataklar ve duran toplarla gol aramayı düşündü. Mourinho PSG’yi rahat çıkartmamak için sürekli baskı yaptırdı PSG’nin savunması topla çıkarken. Bu da genel olarak işe yaradı, PSG ya uzun top oynamak zorunda kaldı ya da savunma oyuncuları kendi aralarında orta saha yuvarlağına kadar paslaşmak zorunda kaldılar. Luiz elinden geleni yapmış olsa da bir savunma oyuncusu. Orada geriden top alıp oyunu yönlendirebilecek, baskıya karşı takımını rahatlatacak bir Cabaye çok arandı. Matuidi topla ve topsuz kaleye giden bir oyuncu, pas özelliği iyi ama pasör değil, oyunu yönlendirecek bir oyuncu değil. Verratti bu tip bir oyuncu ama o da tek başına kaldı. İlk yarı çok kopuktu PSG, 5 savunma oyuncusu ile ileri uç arasında 50, 60 metrelik boşluklar vardı top PSG’de iken.  5 savunma oyuncusu diyorum çünkü Luiz direk savunmanın ortasına girerek top kullandı.

Chelsea planladığı gibi bir duran top dönüşü üç savunma oyuncusunun iş birliğiyle golü buldu. Gol PSG’nin başına gelen en güzel şey oldu bu maçta. Ondan sonra uyanmaya başladılar çünkü.
Her ne kadar Chelsea temkinli bir şekilde oynayıp, beraberliğe razı olsa da PSG de benzer bir şekilde temkinli başladı oyuna. Blanc da ‘aman gol yemeyeyim, bir şekilde atarım ne de olsa, 1-0 yeter bana’ şeklinde bir anlayışla sahaya sürmüş takımını.

Maç 0-1 olunca çare kalmadı, ikinci yarıya baskılı çıktı PSG. Hem önde bastılar, hem de hücumda çoğaldılar. Chelsea savunmasının büyük hatasında Cavani bomboş kafa vuruşuyla dengeyi getirdi oyuna. 1-1’den sonra Chelsea iyice beraberliğe oynadı, PSG de iyice oyunu zorlamaya başladı. Burada kalite devreye girdi. Ibrahimovic ve Cavani birer pozisyon buldular, atsalardı, 2-1 veya 3-1 olabilirdi ama atamadılar. Chelsea savunması kolay kolay pozisyon vermez rakibe, bulduğunu atacaksın. Pastore oyuna girince PSG’nin kaliteli ayakları arttı sahada ama o da son tercihleri kötü yaptı. Lucas Moura gibi bir oyuncu sahada olsaydı PSG sağ taraftan çok zorlayabilirdi Chelsea’yi. Ya da Cavani ve Ibrahimovic’in ayarında olmasa da onların bir tık altında bir forvet oyuncusu ile ön bölgede kalabalık yaratarak golü bulabilirdi PSG ama böyle bir oyuncusu yok.

PSG çok istedi ikinci yarıda ama istemek yetmiyor, kaliteleri yetersiz kaldı Chelsea savunması önünde. Ibrahimovic ve/veya Cavani yarattıkları pozisyonları atsalardı PSG tura yaklaşacaktı ama 1-1 PSG için kötü bir skor.

Mourinho bir kez daha futbol yerine skoru tercih etti. Futbol oynamak için elinde çok müsait bir takım var ama onun pragmatik yaklaşımı artık doruk noktada. Kaybetmeyi hiç sevmiyor ve kendinden daha az kalitedeki bir takıma karşı bile skor avantajını elde etmek için defansif bir oyun tercih edebiliyor. Geçen sene Mourinho’nun bu takıntılı yaklaşımını yıkmıştı Simeone, turu geçerse Chelsea yine benzer bir sonla karşılaşabilir Mourinho eğer takımı bu kadar negatif oynatmaya devam ederse.

Şampiyonlar liginde bulduğunuz pozisyonları değerlendiremezseniz bir yenisini bulamayabilirsiniz ve o çok aradığınız golü bulamazsınız. Bu seviyede artık an’lar ortaya çıkıyor, o birkaç “an” maçın kaderi oluyor. Bu maçta da Cavani ve Ibrahimovic o anlarda biraz daha iyi vuruşlar yapabilseler ibre PSG’ye dönecekti ama şimdi şans Chelsea’den yana. PSG’nin 2.yarıdaki agresif, hücum futbolu felsefesini İngiltere’ye taşıması gerektiğini ve maç boyunca Chelsea’ye baskı kurması gerektiğini düşünüyorum. Sonuçta 1-0 geri bile düşseler atacakları bir gol ile tura tekrar ortak olacaklar. Pasif futbol PSG’nin işine gelmiyor, geçen sene Londra’da çok pasif oynamışlardı, 3-1’i koruma derdindelerdi ve faturasını ödediler. Bu yıl koruyacak bir avantajları da yok, umarım Blanc geçen seneki ve bu maçta dersini almıştır ve PSG’nin oynaması gerektiği futbolu oynatır rövanşta.


Bu yazı 18.02.2015 tarihinde yazılmıştır.