2 Nisan 2014’te PSG’deki kariyeri istediği gibi gitmeyen Javier
Pastore çizgiden sihir yaratarak 2-1 bitmesi beklenen maçta skoru 3-1’e
getirdiğinde Jose Mourinho’nun Chelsea’si için sirenler çalmaya başlamıştı. Stamford Bridge’de 2 farklı galibiyet alması
gereken ekibi elenmenin eşiğindeydi bir nevi. Ama 6 gün sonra Stamford Bridge’de benzer bir
sihri duran topta yarattı Chelsea, bitime 3 dakika kala Demba Ba ile 1 hafta
önce kaybetmenin eşğine geldikleri turu geri kazandılar. Bu iki ekip dün
Şampiyonlar liginin 2.turunun ilk maçına çıktılar.
Yaptığı sansasyonel transferlerle Fransa Ligi’ni domine edip
Şampiyonlar Liginde de en az yarı final hedefleyen PSG bu yıla kadar bu
hedefine henüz ulaşamadı. Fransa Liginde dominasyon beklendiği ölçüde gelmedi,
PSG zirveye yakın ama beklenen 10+ puan’lık farklarla zirvede tek kalmasıydı
PSG’nin. Şampiyonlar liginde ise çeyrek finalin ötesini göremediler, bu yıl da
Chelsea’ye denk geldiler.
Geçen yılın rövanşını alarak ilk 4’e kalmayı hedefleyen PSG’nin
karşısında geçen yıla göre çok daha kuvvetli, Courtois, Fabregas ve Diego Costa’lı
Chelsea Premier Lig ve Şampiyonlar ligindeki formuyla kantarda ağır basıyordu.
Maç öncesi beklentiler, izlenimler bir yere kadar, maç
başladığı zaman herşey unutulur.
PSG’de Motta, Aurier, Cabaye, Lucas gibi önemli isimler
sakatlıktan yoksundu, bu eksikler takımı ne kadar etkiler merak ediliyordu.
David Luiz eski takımına karşı ilk kez forma giyecekti - Blanc onu orta sahaya kaydıracaktı - onun
performansı nasıl olacak merak ediliyordu.
Chelsea sürpriz bir kararla Schürrle’yi satarak Cuadrado’yu
satın aldı ara transfer döneminde. Schürrle’nin yeteri kadar süre alamadığı
için gitmek istediğini düşünüyorum zira Schürrle oynadığı zaman hep verim
veren, çok yönlü, iki kanatta, en uçta ve forvet arkası oynayabilen yetenekli
bir hücum oyuncusu. Cuadrado ise klasik bir kanat oyuncusu. Kanattan sıfıra
inip orta yapan, Jesus Navas tarzı bir oyuncu. İngiltere’ye adaptasyonu düşünüldüğünde
Cuadrado’dan verim almak için Chelsea’nin bir süre beklemesi gerekecek.
Maça beklendiği gibi Luiz’i orta sahada oynatarak başladı
Blanc, Chelsea ise Costa’nın yanına Willian ve Hazard’ı monte ederek başladı.
Şampiyonlar ligi temposunun altında, yavaş, durağan bir oyun oldu ilk yarı.
Jose Mourinho beraberliğe razı bir şekilde arkada kalabalık durup ani kontra
ataklar ve duran toplarla gol aramayı düşündü. Mourinho PSG’yi rahat
çıkartmamak için sürekli baskı yaptırdı PSG’nin savunması topla çıkarken. Bu da
genel olarak işe yaradı, PSG ya uzun top oynamak zorunda kaldı ya da savunma
oyuncuları kendi aralarında orta saha yuvarlağına kadar paslaşmak zorunda kaldılar.
Luiz elinden geleni yapmış olsa da bir savunma oyuncusu. Orada geriden top alıp
oyunu yönlendirebilecek, baskıya karşı takımını rahatlatacak bir Cabaye çok
arandı. Matuidi topla ve topsuz kaleye giden bir oyuncu, pas özelliği iyi ama
pasör değil, oyunu yönlendirecek bir oyuncu değil. Verratti bu tip bir oyuncu ama
o da tek başına kaldı. İlk yarı çok kopuktu PSG, 5 savunma oyuncusu ile ileri
uç arasında 50, 60 metrelik boşluklar vardı top PSG’de iken. 5 savunma oyuncusu diyorum çünkü Luiz direk
savunmanın ortasına girerek top kullandı.
Chelsea planladığı gibi bir duran top dönüşü üç savunma
oyuncusunun iş birliğiyle golü buldu. Gol PSG’nin başına gelen en güzel şey
oldu bu maçta. Ondan sonra uyanmaya başladılar çünkü.
Her ne kadar Chelsea temkinli bir şekilde oynayıp,
beraberliğe razı olsa da PSG de benzer bir şekilde temkinli başladı oyuna.
Blanc da ‘aman gol yemeyeyim, bir şekilde atarım ne de olsa, 1-0 yeter bana’
şeklinde bir anlayışla sahaya sürmüş takımını.
Maç 0-1 olunca çare kalmadı, ikinci yarıya baskılı çıktı
PSG. Hem önde bastılar, hem de hücumda çoğaldılar. Chelsea savunmasının büyük
hatasında Cavani bomboş kafa vuruşuyla dengeyi getirdi oyuna. 1-1’den sonra
Chelsea iyice beraberliğe oynadı, PSG de iyice oyunu zorlamaya başladı. Burada
kalite devreye girdi. Ibrahimovic ve Cavani birer pozisyon buldular, atsalardı,
2-1 veya 3-1 olabilirdi ama atamadılar. Chelsea savunması kolay kolay pozisyon
vermez rakibe, bulduğunu atacaksın. Pastore oyuna girince PSG’nin kaliteli
ayakları arttı sahada ama o da son tercihleri kötü yaptı. Lucas Moura gibi bir
oyuncu sahada olsaydı PSG sağ taraftan çok zorlayabilirdi Chelsea’yi. Ya da
Cavani ve Ibrahimovic’in ayarında olmasa da onların bir tık altında bir forvet
oyuncusu ile ön bölgede kalabalık yaratarak golü bulabilirdi PSG ama böyle bir
oyuncusu yok.
PSG çok istedi ikinci yarıda ama istemek yetmiyor,
kaliteleri yetersiz kaldı Chelsea savunması önünde. Ibrahimovic ve/veya Cavani
yarattıkları pozisyonları atsalardı PSG tura yaklaşacaktı ama 1-1 PSG için kötü
bir skor.
Mourinho bir kez daha futbol yerine skoru tercih etti.
Futbol oynamak için elinde çok müsait bir takım var ama onun pragmatik
yaklaşımı artık doruk noktada. Kaybetmeyi hiç sevmiyor ve kendinden daha az
kalitedeki bir takıma karşı bile skor avantajını elde etmek için defansif bir
oyun tercih edebiliyor. Geçen sene Mourinho’nun bu takıntılı yaklaşımını
yıkmıştı Simeone, turu geçerse Chelsea yine benzer bir sonla karşılaşabilir
Mourinho eğer takımı bu kadar negatif oynatmaya devam ederse.
Şampiyonlar liginde bulduğunuz pozisyonları değerlendiremezseniz
bir yenisini bulamayabilirsiniz ve o çok aradığınız golü bulamazsınız. Bu
seviyede artık an’lar ortaya çıkıyor, o birkaç “an” maçın kaderi oluyor. Bu
maçta da Cavani ve Ibrahimovic o anlarda biraz daha iyi vuruşlar yapabilseler
ibre PSG’ye dönecekti ama şimdi şans Chelsea’den yana. PSG’nin 2.yarıdaki
agresif, hücum futbolu felsefesini İngiltere’ye taşıması gerektiğini ve maç
boyunca Chelsea’ye baskı kurması gerektiğini düşünüyorum. Sonuçta 1-0 geri bile
düşseler atacakları bir gol ile tura tekrar ortak olacaklar. Pasif futbol PSG’nin
işine gelmiyor, geçen sene Londra’da çok pasif oynamışlardı, 3-1’i koruma
derdindelerdi ve faturasını ödediler. Bu yıl koruyacak bir avantajları da yok,
umarım Blanc geçen seneki ve bu maçta dersini almıştır ve PSG’nin oynaması
gerektiği futbolu oynatır rövanşta.
Bu yazı 18.02.2015
tarihinde yazılmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder