17 Ocak 2015 Cumartesi

Sir Alex Ferguson'ın Otobiyografisi

Sadece Manchester United ve İngiliz futbolu değil dünya futbol tarihine damgasını vurmuş isimlerden biri olan Sir Alex Ferguson'ın 27 yıllık Manchester United macerasını anlattığı otobiyografisini keyifle okudum.  Her futbol kitabı gibi Sir Alex Ferguson'ın kitabı da futbola ve özellikle takım yönetmeye dair birçok faydalı bilgi edinmemi sağladı. 27 sene Manchester United gibi bir kulübün başında kalıp, sayısız başarıya imza atmak kelimelerle anlatılamayacak kadar önemli bir başarı.

Kitabı futbolu seven herkese tavsiye ederim, içinde çok güzel hikayeler var. Manchester United'ın 1990'larda başlayan yükselişini izlemiş bir futbol izleyicisi olarak olayların perde arkasını öğrenmek gerçekten oldukça eğlenceli. Kitaptan anlatılacak bir çok kesim var ama bu yazıda daha çok teknik Direktörlerin ve futbolseverlerin Ferguson'ın kulübü nasıl yönettiğine dair yaklaşımlarını öğrenmelerini istiyorum.

*27 sene Manchester United'ın başında kalabilmek için sarsılmaz bir otoriteye sahip olmanız gerekir. Ferguson için de Manchester United kulübü herşeyin önündedir. Hiçbir futbolcu teknik direktörün otoritesini sarsamaz, sarsıcı hareketlerde bulunursa cezalandırılır, takımdan gönderilir. Bu oyuncunun ismi Beckham da olsa Keane de olsa Ruud Van Nistelrooy da olsa, böyle bir davranışta bulunduğu zaman Sir Alex Ferguson bir dakika bile düşünmeden biletlerini kesmiş bu oyuncuların." Soyunma odasını ele geçirmeye çalışan oyuncular oldu, buna izin verirseniz takımdan gidecek kişi siz olursunuz" demiş kitapta Ferguson. Saha dışı yaşamına önem verip, futbolcu kimliğinden uzaklaşmaya başlayan ve bu konularda uyarı almasına rağmen bildiğini okuyan Beckham, soyunma odasında etkili bir isim olmasına rağmen öfke kontrolüne sahip olmayan ve kulübü, takım arkadaşlarını rencide eden açıklamalar  yapan Roy Keane, oynamadığı bir maçta Sir Alex'e küfürlü söylemde bulunan ve bazı takım arkadaşlarıyla geçinemeyen Ruud Van Nistelrooy Ferguson'ın otoritesini sarsıcı hareketlerde bulunduğu için takımdan uzaklaştırıldı.

*Sir Alex Ferguson "fit" olmayan oyuncuya forma vermiyor. Carlos Tevez'in antremanlarda çok az çalıştığını, antremanlarını sevmediğini ama buna rağmen maçlardaki isteği nedeniyle forma verdiğini anımsatıyor Ferguson kitapta. Tevez'in ilk 11'de oynamadığı zaman kondisyon problemine girdiğini ve formsuz olduğu zaman onu kestiğinde Tevez'in tekrar forma girmesinin birkaç maç sürdüğünü hatırlatıyor. Aynı şekilde fizik olarak Rooney'nin dezavantajları olduğunu (vücut yapısı) ve bu yüzden sürekli "fit" kalması gerektiğini söylemiş kitabında Sir Alex. Rooney'nin de sakatlık sonrası - bu sakatlık 1 veya 2 haftalık olsa bile - maç kondisyonunu kaybettiğini ve üst üste maçlar oynayarak yeniden "fit" hale gelebildiğini söylüyor. Sir Alex oyuncu hazır değilse ismi ne olursa olsun oynatmayacağını söylüyor kitabında. Fizik olarak hazır olmak  onun  ideal oyuncusu olmak için çok önemli.

*Ferguson inanılmaz bir planlamacı, müthiş bir kadro mühendisi. Hep elindeki oyuncuların yaşına, ne zaman tavan noktasında olacağına, ne zaman düşüşe başlayacağına bakıyor,hangi bölgelerde ne tip oyuncu eksiklerinin olduğunu sürekli analiz ediyor, kadroyu ona göre şekillendiriyor. Ferguson için tesadüfi bir transfer söz konusu değil. Transfer ettiği oyuncu mutlaka bir planlama dahilinde alınıyor.

*Kitapta en çok etkilendiğim bir diğer unsur da Ferguson'ın oyuncu satışı ve alışındaki tavırları. Hem satışta hem alışta oyuncu için tavan rakam belirliyor, alışta o rakamın üstüne çıkmasına izin vermiyor yönetimin ( 1-2 milyon pound oynamalar hariç ) ve satışta da "bu oyuncuyu şu rakamdan aşağı satmayın" gibi net tavır içerisinde oluyor. Oyuncunun kaç pozisyonda oynadığını, ne durumda olduğunu - fizik olarak, kariyer olarak ( düşüşte mi yükselişte mi vs ) - düşünüp ona göre satış rakamı belirliyor. Örn: Veron'u 15 milyon €'dan aşağı satmayın (rakam temsili) diyor veya Saha'ya en fazla 10 milyon € verin diyor satın alırken. Ferguson için oyuncunun yeteneği ve yapabileceklerine göre para verilmeli, sokağa para dökülmesine karşı bir zihniyeti var (Chelsea ve Man.City'nin transferde ödediği rakamları ödemiyor M.Utd Ferguson zamanında)

*Ferguson kadro mühendisliği ve planlama konusunda uzman olduğu kadar oyuncu gelişiminde de uzman bir isim. Altyapıya çok önem veriyor ve finansal durumun kötü olduğu zamanlarda altyapıdan mutlaka birkaç oyuncuyu kazanıyor. Altyapının kulüp için çok önemli olduğunu vurguluyor ve oradan gelen oyuncuların Manchester United kültürüne sahip olduğunu ve koruduğunu düşünüyor.

*Ferguson ayrıca birçoğumuzun bildiği üzere 'kendi oyununu oyna' tarzında bir teknik direktör. Rakip kim olursa olsun, hücum felsefesinden vazgeçmiyor. Ama bu her maça aynı taktikle çıkıyor anlamına gelmiyor zira güçlü rakiplere karşı rakibin güçlü bölgesini durduracak oyuncu tercihleri ve taktikler tercih ediyor. Kitapta en beğendiği takım olarak 2011 yılının Barcelona'sını gösteriyor ve 2009 & 2011 Ş.Ligi finalinde karşılaştığı Barcelona'ya karşı 2008 Ş.Ligi yarı finalinde oynattığı United karakterine aykırı, defansif bir oyun anlayışı sergilemediği için çok pişman olduğunu söylüyor. O zamanki Barcelona'ya karşı kendi oyunlarını oynamak istediklerini, kupayı bu şekilde kazanmanın doğru olacağını söylüyor ama bu anlayışla Barcelona'yı asla yenemeyeceklerini daha sonra anladığını ve pişman olduğunu belirtiyor.

*Alex Ferguson Manchester United'ın hızlı futbol oynaması gerektiğini ve tempoyu hep yukarıda tutuklarını söylüyor. Moyes'un gelmesiyle takımın bariz olarak daha yavaş bir tempoya geçtiğini ve United'lı oyuncuların yıllarca hızlı tempoyla oynadıktan sonra buna alışamadığını söylüyor. United'ın yıllarca hızlı oyun temposuna ayak uyduracak oyuncular seçtiğinin altını çiziyor ve ayrıca hızlı oyunun hızlı oyuncularla değil aynı zamanda hızlı düşünen oyuncularla oynanabileceğini söylüyor.

*Önemli katkıları olmasına rağmen ayrıldıktan sonra Stam, Keane, Beckham gibi oyuncuların yerlerini doldurduklarını ama Scholes'un boşluğunu dolduramadıklarını belirtiyor. Scholes kalitesinde bir oyuncu transfer edemediklerini ve orada bir boşluk olduğunu itiraf ediyor.

*Alex Ferguson forvet oyuncularının, kanat oyuncularının ve orta saha oyuncularının gol oranına önem veriyor. Bir kanat oyuncusunun bir sezonda 8 gol atabilmesi onun için önemli bir başarı. Hücum felsefesine sahip olduğu için oyuncuların gol atma becerisi onun için oldukça önemli.

*Alex Ferguson ayrıca oyunculardaki düşüşü çok çabuk gözlemliyor ve ona göre önlemini alıyor. Rio Ferdinand'daki, Ruud Van Nistelrooy'daki ve Keane'deki düşüşü gözlemleyip o oyunculara farklı görevler veriyor veya takımdan gönderiyor zamanı geldiğinde. Yavaşlamaya başlayan oyunculara alternatif buluyor. Ferguson'a göre önemli bir sakatlık geçiren bir oyuncunun aynı seviyede geri dönmesi çok zor. Stam'ın yaşadığı sakatlık sonrası aynı düzeyde oynayamayacağını düşündüğünü, bu yüzden Lazio'ya sattığını ama Stam konusunda yanıldığını, İtalya'da aynı düzeyde futbol oynadığını belirtiyor. Giggs'in uzun süren kariyerindeki sırrın büyük bir sakatlık yaşamamasına bağlı olduğunu söylüyor. Ayrıca Ferguson Rooney'nin kariyerinin sonlarına doğru orta saha oynayacağını belirtiyor ki şu anda Rooney orta sahada oynuyor Van Gaal'in takımında....

*Oyuncuları hata yaptığı zaman - maç içi hata harici hatalar, disiplinsizlikler - sırtını asla sıvazlamıyor. Oyuncunun hatasını anlamasını istiyor.

*Ferguson alacağı bütün oyuncuları izliyor ve menajerlerin lafına göre asla transfer yapmıyor. Menajerlere ve scout'lara güvenip aldığı tek oyuncu Bebe, o da hayalkırıklığı yaratıp ayrıldı. Ferguson ayrıca alacağı oyuncular için diğer teknik direktörlerin - oyuncuyu izlemiş veya çalıştırmış - fikrini alıyor, asla acele karar vermiyor. Ortalama 1 ay bir oyuncuyu izletiyor scout'a, sonra kendi izliyor tribünden.

*Transfer edeceği oyuncunun potansiyeline, yeteneğine bakmakla birlikte Manchester United oyuncusu olup olmadığına da bakıyor. Karakteri ve profesyonelliği en az oyuncunun kabiliyeti kadar önemli onun için. Sorunlu futbolcuları takımına transfer etmiyor yeteneği ne olursa olsun.

*Yardımcılarına çok güveniyor, Carlos Quieroz ve Mike Phelan'a her konuda akıl danışıyor. Onlara saygısızlık yapan oyuncuları da otoriteye saygısızlık yaptıkları dolasıyıyla cezalandırıyor.

*Ferguson göndereceği oyuncularla hep diyalog kuruyor. Takımdaki geleceklerini nasıl gördüğünü onlara anlatıyor ve transferlerinde kolaylık sağlıyor. Butt ve Phil Neville'ın çok iyi oyuncular olmasına rağmen takımda yeteri kadar yer veremediği ve onlara haksızlık olduğunu düşündüğü için - o yetenekleriyle başka kulüplerde iyi bir kariyerleri olabileceğini düşündüğü için - değerlerinin daha azına transfer olmalarını sağlıyor.

*Ferguson futbolcunun asıl mesleğinin ne olduğunu asla unutmaması gerektiğini, bir film yıldızı, rockstar olmadıklarını, şöhrete kapılıp futbol dışı faliyetlerden kendilerini mümkün olduğunca uzak tutmalarını belirtiyor. Beckham ve Ferdinand'ın bu konularda başarısız olduğunun altını çiziyor.

Sir Alex Ferguson'ın kitabı onlarca anıyla dolu. Kitabını okuduktan sonra gerçekten müthiş bir beyin ve müthiş bir lider olduğunu anlayabiliyorsunuz. Sir Alex Ferguson gibisi bir daha gelir mi bilinmez, futbolseverlerin mutlaka bu kitabı okumasını bir kez daha tavsiye ederim.

Bu yazı 17.02.2015 tarihinde yazılmıştır

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder